Tango Topluluğunun İnşası

 İnsan Kulesi – Catalonia

 

Sevgili Tangocu dostlarım,

 

Tango Topluluğu İnşa Etmek” konusunu pek yakında başlamak istediğim ve uzun süreceğini sandığım bir yazı dizisinden önce ele almak istedim. Önce “Topluluk Olmak” konusunu anlayabilirsek gelecekteki bu yazı dizisi de daha iyi anlaşılacak diye düşünüyorum.

Bildiğiniz gibi blog yazılarımı kimi zaman bilgiye, kimi zaman deneyimlerime, kimi zaman sezgilerime ve duygularıma göre yazıyorum. Çoğunlukla da hepsinin karışımı oluyor. Bunlar akademik yazılar değil, puan amacı yok, bu nedenle de bu yazıdaki gibi kimi zaman pratik yolları ve dili kullanmakta özgür kalıyorum, tabii ki yine de kaynaklara teşekkür etmek kaydı ile. Biz bize kendi içimizdeki konuları tartışıyoruz bu şekilde, bizden başka filtresi ve değerlendirme merci yok bu tartışmaların. Başvurduğum kaynakları ve ilişkili gördüklerinizi de her zaman okumanızı öneririm.

Topluluk olmak neleri gerektirir, ona bakalım dilerseniz. Tango Topluluğu olmanın ilkeleri okullarımızı da, diğer paydaşları da içinde barındırıyor. Ticari de olsak, sivil toplum hareketi de olsak ortak buluşma noktalarımız var.

Aşağıda verdiğim link “Topluluk İnşası“nı (Building a Community) çok güzel özetlemiş, sade ve anlaşılır biçimde sınıflandırmış, örneklemiş; benzer sistemi Tango Topluluğu konusuna kısmen çevirdim, kısmen adapte ettim, biraz da oynadım. “Uyarlama” kelimesi en yerine oturanı. Uzatmamak için kalemime hakim oldum. Oysa her madde hakkında konuşacak ve yazacak daha çok şey geliyor insanın aklına. Onları gelecek yazılarda başka konuların içinde tartışırız, bu da böyle olsun.

Hazırlayanlara şükranlarımızı sunuyorum. Hazıra konmak gibi rahatı yok, onlar çalışmış, biz kullanıyoruz. Yolumuzu kısalttılar, sayelerinde zaman kazanıyoruz. (Menno van Dijk, Valeria Mecozzi ve Merel Post)

https://www.thnk.org/insights/building-a-community/

Bizi temelde topluluk yapan şey dünyanın daha iyi bir yer olmasını sağlayacağına inandığımız ve gönülden bağlandığımız Tangocu yaşam tarzımız. Bu yaşamı kendi içimizde bilgiyi, deneyimleri, gelenekleri ve davranışları anlatarak, paylaşarak zenginleştirmeye, yaymaya, büyütmeye, daha iyi hale getirmeye çalışıyoruz. Birileri bunları yapmaz ve kendini adamazsa topluluk büyümüyor, küçük kalıyor, unutuluyor, kayboluyor. Şükür ki kendini adamış ve adamaya hazır çok insanımız var Tango için.

 

TANGO TOPLULUĞU olarak bizi “TOPLULUK” yapan şeyler:

 

1- Ortak amacımız:

Tango Topluluğu, Tango’nun bireyleri ortak misyon etrafında bir araya gelip işbirliği yapmaya başladığı anda başlar. Bunun için bir aciliyet durumu hissedilmelidir, bu şekilde birileri sorumluluk almak için öne çıkar. (Bu aciliyet Türkiye’de geçmişte federasyonlaşmada, etkinlikleri geliştirmede, uluslararası network ile çalışmak için gerekli hissedilmiş olmalı ki topluluk hareketi bundan çok önce başladı. İzmir’de ise Covid Pandemisi’nin Tango’ya verdiği zarar bize aslında bir topluluk olduğumuzu hatırlattı. Bizler de bu Topluluğun bugününü ve geleceğini kurtarma kaygısına düştük. Bizden önce verilmiş çok emek var, biz sivil ve kolektif kafalılar da burada hikayeye eklendik.)

Topluluğun amaçları ile Tangoya olan bireysel ilgimizin ve amaçlarımızın örtüşmesi, uyuşması gerekir “Biz bir topluluğuz” diyebilmemiz için. Bu fikir ortaya çıktığı anda da bizimle benzer tutkuya, duyguya, ilgiye, ihtiyaca sahip diğer insanları aramaya çıkarız, bundan ilham alır ve besleniriz. Riskleri de vardır bunun. Ortak amacımız olacak derken herkesin her ihtiyacını karşılamak bir risk haline gelir mesela, ki bu noktada birbiri ile uyumsuz ihtiyaçlar ortaya çıkabilir, menfaat kaygısı, ekonomik kayıp, rol çalma, yerine geçme korkuları ile karşılaşılabilir ve sert çatışmalar çıkabilir. Diğer risk ise topluluk olarak dış dünyadan izole olma, kendi amaçlarına konsantre olup dış dünyayı unutma durumudur. Tangodan başka bir şey görememe ve dünya gerçekliklerinden kopma halinde üyelerimiz de olabilir aramızda, ama toplulukta çoğunluk dışarı açık davranırsa dünya ile entegrasyonumuz güçlü olur. Tangoya sempati ile bakan ve öğrenmek isteyen adaylarla kesişimlerimiz artar, yeni insanlarla bolca bağ kurarız. Tangocu dış dünyanın da parçası ve devamıdır aslında.

Tango bizim yaşamımız. Yani neredeyse Tango yapmak için yaşamaktayız. Tangonun müziğini dinlemek, geçmişini keşfetmek, dansını daha iyi öğrenmek, her gün dans etmek isteriz. Çoğalmaya, daha iyi anlaşılmaya, huzurlu, güzel, güvenli, Tango dolu bir yaşam alanı yaratmaya çalışır, yaşamımızı kurar ve ona sahip çıkarız. Bunu da kapalı biçimlerde değil, toplumun kalanı tarafından görünecek, bilinecek, anlaşılacak biçimlerde yaparsak topluluğumuza katılım artar, destek bulur ve büyürüz.

 

2- Ayırt edici, belirgin bir kimliğimiz olması:

Tangocu olarak içinde bulunduğumuz geniş kitleden farklılıklarımız, ayrılıklarımız var. Kimi zaman biz ve onlar oluruz. Farklılıklarımıza neden olan dilimiz, ritüellerimiz, sembollerimiz, anılarımız, hikayelerimiz var. Bunlar bizim birlikte hareket etmemize neden olan ortak Tango Kültürümüzü oluşturur.

Benzer amaçları, değerleri taşıyan insanları içimize alırız. Bu nedenle topluluk üyeleri kendilerini ayrıcalıklı ve gururlu hissederler. Katılımcıların en sevdiği şeylerse yine topluluktaki “İnsanlar”dır. Her insan bir bağ ve bir değerdir; Tangoyu seviyor olmaları bile topluluk üyelerinin  değerli olmaları için yeterlidir.

Tango Topluluğu’na üyelik döngüsü ise yeni dansa başlayan, amatör dansçı, düzenli dansçı, milonguero, maestro gibi ilerleyerek gider. Tabii ki döngü içinde başka roller de bulunur. Topluluğun her üyesi başka yeni insanları da topluluğa almak ve ilerlemelerini sağlamak için sorumluluk hisseder. Bu nedenle eskiler yeni katılanlara deneyimlerini aktarır ve topluluk kültürünü ve ritüellerini öğretmeye çalışırlar.

Tango Topluluğunda “Kutlamalar” önemlidir. Kutlamalar, topluluk üyeleri arasında bağların güçlenmesini ve güvenin artmasını sağlar. Topluluk yeni üyelerin katılımını ve başarılarını kutlar, etkinlikleri paylaşır ve deneyimli eski üyelerin katkılarını takdir eder, ödüllendirir.

Tango Topluluğu ortak sahiplik, ortak yararlanma ve ortak sorumlulukla tarif edilir. Her üye “Sahip”, “Yatırımcı” ve “Katkıda Bulunan” olarak tarif edilir ve göstermelik değil, içten ve gerçek bir “Aidiyet” hissini yaşar.

 

3- Ortak bir çalışma yapıyor olmak:

Tango Topluluğu olmanın büyüsü paylaştığımız eylemin kendisinde gizlidir. Topluluk üyeleri birbirini bu eylemde bulur, birlikte çalışır, birbirini destekler ve birlikte başarıya ulaşırlar. Arkadaşlarınızla ve benzer fikirlerde buluştuğunuz insanlarla anlamlı bir iş yapıyor olmanın keyfi buradadır. Tipik aktiviteler  “Tango hakkında bilgi üretmek, farklı bakış açılarını keşfetmek, tango eğitimi vermek, tango için lobi yapmak ve faydalarını anlatmak, tango pratikleri yapmak, milongalar, festivaller, maratonlar, kamplar düzenlemek, müzik yapmak, yazı yazmak, yorum yapmak, metot üretmek” gibi çalışmalardır.

Tango topluluğunun sözsüz ve dağınık durumda da olsa, üstü örtülü ve görünmezmiş gibi de olsa tango bilgisini ve öğrenimini yayma ve sürdürme amacı ortaktır, bu amaç tüm topluluk paydaşları tarafından paylaşılır, bu nedenle merakı, öğrenmeyi, profesyonel beceriyi ve kaliteli içeriği artırmak için yapılan çalışmalar desteklenir. Eğitim ve etkinlik ortaklıkları kurulur. Araç, gereç, mekan, insan kaynakları ve finansman bulunur, hepsi öğrenmeyi teşvik etme, iyileştirme, bilgi akışını destekleme ve sürdürülebilir hale getirme için kullanılır, hayat boyu öğrenme olanağı sağlanır.

Tango Topluluğu üyelerin maddi desteklerine de ihtiyaç duyar. Her ne kadar hizmeti üretenler kimi zaman ticari kaygılara da kapılsalar, destekleri sağlayanlar aslında “Hizmet sağlanması” için maddi destekte bulunmaz, gelecekteki ortak amaç ve topluluğun gelişimi için destek sağlarlar.

Tüm bunların tam da ortasında eninde sonunda dans ediyoruz ya! Asıl konu budur işte. Dans etmek için müzik yapılır, organizasyonlar vardır, bu kadar tanışmalar, arkadaşlıklar, deneyim paylaşımı, eğitimler, kurumlar, mekanlar, mekan hizmetleri, pazarlıklar, satış-pazarlama, duyurular, izinler alınması, koşturmacalar, kağıt-küğut, sosyal medya kullanımı, aramızdaki toplantılar, kararlar, kavgalar, didişmeler, çatışmalar, öfke, kırgınlıklar, barışmalar, işbirlikleri… hepsi hepsi keyifli bir Tango anı içindir işte. Sarılmak ve tango müziğinde salınmak için.

 

4- Güvenli bir alana sahip olmak:

Tango Topluluğu kutlamalar yapmak, buluşmak ve aktivitelerini gerçekleştirmek için güvenli bir yuvaya ihtiyaç duyar. Bu güvenli yerin güzel olması, gelenleri kocaman bir “Hoş Geldin” ile karşılaması, ziyaretçilere gururla gösterilebilmesi önemlidir; tasarımı da Tango Topluluğu’nun kültürünü, inançlarını ve mirasını temsil edebilmelidir.

Bir yuvaya ait olmak güvenli bir yer sağlar. İçerde olan içerde kalır. Tango Topluluğu üyeleri birbirlerini özel durumlarına saygı ile yaklaşır ve hassas konuların farkındadırlar. Topluluk üyeleri birbirlerini dış dünyadan korurlar ve bu yuvaya girmek, korunmak ve desteklenmek için birbirlerine güvenirler.

Biz Tangocuların durumunda dans ettiğimiz her yer, dans pisti diye adlandırılabilir “Güvenli Alan” olabilir, orası bizim yuvamızdır. Bu pist sokakta da olabilir, şık bir otelde de. Biz topluluk olarak varsak, dans edebileceğimiz bir zemin varsa, Tango müziği varsa, yuvamız orasıdır işte. Pistin çevresinde toplanırız. Birbirimizi görür, başkalarına görünür oluruz. Gruplar arası geçirgenlik artar. Ortada, orada oluruz. Biri bize yanlış yapmaya kalksa, Tango Topluluğu ortak aklı ile bize sahip çıkar. Topluluk etiği bireysel gerçekliğimizden kat be kat yukarıdadır. Maskelerimizle çıkarız ortak alana ve ritüelleri yerine getirmeye dikkat ederiz. Maskelerimiz gerçek kişiliklerimizi değil, olmak istediğimiz idealleri gösterir. Bu nedenle de ritüel içindeki maskeli alanlarımız daha güvenlidir. Gerçek bizler berbat insanlar olsak da maskeli baloda her şey yolundadır. Maskeler oldukça şık, en güzel, en iyi hallerimizi temsil eder. Güzel yalanların içinde kaybolur, kendimizi daha güvende hissederiz. Daha öngörülebilir olur tüm süreçler, birbirimizi korur, kollar ve korunuruz.

Dans anına geçilir, ronda kurarız, bu ronda kendiliğinden akar, birbirimizle dans ederken de topluca rondada pistte dönerken de uyumlanırız. Rondanın kuralları yılların ortak Tango Topluluğu deneyimi ile oluşturulmuştur. Ronda ve Tango’nun kuralları da bizim yuvamızda güvenli hissetmemizi sağlayan bir davranış düzeninin temsilidir. Bu kuralları ve milonga adabını bilmek ve bunlara uygun davranmak ve bu kurallara uygun davranışlarla karşı karşıya kalacağımızı öngörmek bizde yine güven hissi yaratacaktır. Yuvamıza yeni aldıklarımıza da bu nedenle kuralları anlatma ihtiyacı duyarız. Çünkü bunlar bizim yuvamızın huzuru ve düzeni için gereklidir.

Yakın zamanda arkadaşlarımız Filiz Altın ve Sermet Sünnetçioğlu bu kuralları derlediler ve İzmir Özgür Tango Kolektifi‘nin blogunda yayınladık. Ardından Buenos Aires’teki Maestra arkadaşımız Ezgi Ömüriş de bu kurallara çok yakın bir şekilde bir anlatımda bulunarak sosyal medyada şahit olduğu Ronda/Milonga görüntülerini eleştirdi.

https://tangokolektifi.blogspot.com/p/tango-kurallari.html

Deneyimli Tangocuların deneyimsizlere, adaba uygun davranmayanlara kimi zaman tahammül edemiyor olmaları ve çok kızmaları yuvayı koruma güdülerinden gelir. Kendilerini en güvende hissetmek istedikleri yerin, Tangonun icra edildiği yerin, Rondanın, Tango adabının, Tangonun kalbinin, yani yuvalarının kirletilmesine katlanamaz ve çok sert tepkiler verebilirler. Tangoyu bu kadar sahiplendikleri, Tango onların hayatları olduğu ve maddi ve manevi ölçülemeyecek miktarda emek verdikleri için de bu tepkiyi göstermeye doğal olarak hakları vardır. Kendi alanlarına hoyrat, özensiz, saygısız girişleri hoş karşılamak zorunda hissetmeyebilir, anlayış göstermeyebilirler.

Aşağıda BBC4 tarafından 2005’te Buenos Aires’te çekilen “The Tango Salon” belgeselini izleyebilirsiniz. İzlerken Mekan-İnsan-Topluluk-Kurallar ilişkisini hissedeceksiniz.

 

5- Ruhsal olarak beslendiğimiz etkinliklerimiz olması:

Tangocu olarak her buluşmamız ve etkinliğimiz bir kutlama ve bir bağ kurmadır. Yıl boyunca sürekli küçük, orta, büyük etkinlikler yaparız. İnsanları bir araya getirme, buluşturma biçimimiz de katılımcılarla ne paylaşacağımız kadar değerlidir.

Tango yaparken duygularımızı yaşar, insan insana sarılırız. Katarsis anları gelir, acılarımız diner, hafifleriz. Başkalarının da acıları olduğunu, yalnız olmadığımızı anlarız. Müzikte buluruz duygularımızı, kemanın telinde, piyanonun tuşunda, vokalistin gırtlağında vardır duygu eşlerimiz, onlarla yüzleşir ve uyanıveririz. Duygularımızı bastırmamıza gerek kalmaz. Bir başkası bizim yerimize enstrümanı ile ifade etmiştir bizim duygumuzu; o duyguyu ve o anı yakalar ve yakalanırız. Dansçıları izler ve onların duyguları vücuda getirmelerini, harekete dönüştürmelerini görürüz, yüz ifadeleri, mimikleri, en çok da gözleri onları ele verir, duygular elle tutulur, gözle görünür. Dokunulabilir, apaçık ortadadırlar, orada dururlar, tarifsiz değillerdir artık. Her birimiz Topluluğu temsil ederiz, birlikte yaşarız duygularımızı.

 

6- Kişisel bağlar:

İnsanlar bağ kurar. Bu bağlar teker teker ele aldığımız parçalardan daha büyük bir sosyal kapitali oluşturur. Tango Topluluğu birbirine, Fikir Liderlerine, Tango Yaşamına, Tango Kültürüne bağlanan insanlarla oluşur.

Bağlarını korumak için insanlar birbirlerini kolayca bulabilmeli ve ilişkilerini sıcak tutabilmelidir. Bağın devam etmesi birliktelik hissini güçlendirir. Tango’da buluşan bir grup arkadaşın ilişkilerinin, kesişimlerinin, kişisel nedenlerle bir araya gelmelerinin tümünü kapsar bu birliktelik.

Bu ağın dinamiğinde öngörülemeyen bir şeyler de var. Gönderdiğiniz mesaj beklenmedik cevaplarla ve yeni insanlar ve katılımcılarla size geri dönebilir. Bu da Tango Topluluğu’nun başarısıdır.

Öte taraftan Tango Topluluğu kimi zaman içine kapanıp dışarıdaki dünyaya arkasını dönebiliyor, sadece kendi içinde kendi kalıplarına hapsolabiliyor, kapılarını kapatıyor. Dışarıya açılması ve dış dünya ile entegre olması Topluluğun gelişimi ve sınırlarını genişletmesi için daha iyidir.

 

7- Rollerin dağıtılmış olması:

Topluluk üyeleri ürettiklerine, yarattıklarına ve yaptıklarına bağlı olurlar ve bunların sorumluluğunu taşırlar. Neticede topluluk büyük sistem içinde kendi kendini yöneten, büyük sistemin temsili, izdüşümü olan, birbirlerinden de haberdar ve birbirleri ile bağlantı halinde mikro kozmosların toplamı olarak görünür. Tango Okullarını, Derneklerini, Tango Kolektifini, etkinlik organizatörlerini, müzik gruplarını, ayakkabı ve kıyafet üreticilerini ve bunların bütününü düşünün.

Tango Topluluğu’nun yönetimi bir biçimde üyeleri arasında paylaşılır. Topluluk liderleri tipik olarak kaynakları, yapıyı, yürütmeyi ve araçları temin eder. Bundan daha önemlisi haberleşmeyi sağlar, misyonu, topluluğun konumunu ve öncelikleri sağlamlaştırır. Liderler Tangocuların bir araya geldikleri bağlamları ve konuları tespit ederler, güçlü sorularla tartışmayı belirlerken, cevap vermek ve düşünceleri savunmak yerine ise dinleyici olurlar. Liderler yöneticiden çok kolaylaştırıcı gibi davranır, insanları konuşmaya, görüşmeye, tartışmaya davet eder, topluluk içindeki grupları birbirine bağlarlar.

İdeal olarak topluluk kendi kendine yapılanıverir ve kendi kendine düzene girer. Her topluluk üyesi kattığı değerden sorumludur ve toplam değerden de sorumlu sayılır. Topluluk üyeleri topluluktaki yaşam döngüleri boyunca çok sayıda rolü eş zamanlı da alabilirler.

Katkısı olan rollerden bazıları ayrıcalıklı ve saygın da olabilir. Soyutlanmış başlıklarda açıklanan bu rollerin Tangoda kimlere karşılık geldiğine sizler karar verin isterseniz: “Bağlayıcılar” yardıma ihtiyaç olunca insanları bir araya getirir, fırsatlar yaratır ve topluluk içinde bilgi üretirler. “Kışkırtıcılar” toplulukta ortaya çıkan fikirlerin izini sürerler, fark ederler, üzerine giderler ve ilgisi olabilecek çalışma gruplarının orkestrasyonunu yaparlar. “İşbirliği yapanlar” topluluk içinde üyelere erişir, ortak projelerde çalışma olanağı ve destek sunarlar. “Yaratıcılar” topluluk amacına hizmet eden bireysel katkılarda bulunurlar. “Paylaşıcılar” sürekli yeni bakış açıları arayışındadır ve bunları düzenli olarak toplulukla paylaşırlar.

 

8- Hepsinin toplamı:

Bizi çok da dengeli olmayan bir dünyada, bu değişkenliğin içinde kendi kendini yöneten bir “Tango Topluluğu” yapan işte bunların toplamıdır.

 

 

Yeni yazı dizisinde görüşmek dileği ile…

Aren Leon

 


Bu blogdaki popüler yayınlar

Tangonun Engelleri - Sistem

Feraye Cafe’deki Doğaçlama DJing’in ardından – Topluluk, gece, müzik ve mekan – 17-07-2021

Otorite, Maestroluk, Dil, Kültür ve Türkiye’de Tango